"Fofo" Destanı

1924...
Demiryolcu bir evde, uzun zamandır beklenen bir telaş, bir koşturma, bir canlılık...Devlet Demiryolları memuru Hasan Gülergin kimbilir kaçıncı voltasını atar, kimbilir yüreği hangi hızla çarpar...

Beklenen haber nihayet gelir: "Oğlun oldu"

Bebek Muharrem dünyaya gözlerini açar...

1930'lar...
Muharrem, Türkocağı, Gençlerbirliği, Seyhanspor, Torosspor ve ardından Adana İdman Yurdu ile başlayan Adana'nın futbol tarihinin emekleme dönemlerini kendi çocukluğuyla beraber yaşar. 1930'larla beraber kent, sanayileşme ve pamuk üretimiyle hızlı bir değişim geçirirken "müessese takımları" ortaya çıkmaya başlar; Milli Mensucat ve Sümerspor Adana futbol arenasındaki yerlerini alır.

Şehrin spora olan ilgisi ve sevgisi futbolla sınırlı değildir. Sıcak kentin çocukları Adana'nın "ganel"lerinde yüzmektedir. 1938 yılında Adana Belediyesi ve Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü'nün girişimleriyle dönemin en modern havuzunun Adana'da açılması sağlanır.

Seyhan Barajı'nın ve su kanallarının çocuk Muharrem'inin havuzların "YENİLMEZ ARMADA"sı olma yolculuğu başlar...

1940...
D.D.Y. 6. İşletme Müdürü Eşref Demirağ tarafından "Sivil Savunma Mükellefiyeti" kanunu kapsamında ADANA DEMİRSPOR kulübünün kuruluşu için resmi başvuru yapılır. 28 Aralık 1940 günü, Adana Demirspor tarih sahnesindeki yerini alır. Muharrem, 16 yaşındadır...

1940'lardan 50'lere...
Pamuk ve tekstilden elde edilen önemli kaynaklarla dönemin en büyük bütçeli takımı Milli Mensucat'ın fırtına gibi estiği Adana futbolunda Demirspor, mütevazi olanaklarıyla Demiryolcu çocuklarının takımı olarak Adana dışından Mersin ve Tarsus İdman Yurdu'nun da bulunduğu Çukurova Ligi'ne katılır. 1941-42 sezonunda bu mütevazi kadro şampiyonluğu son hafta Milli Mensucat'a kaptıracak, 49'da Torosspor ve 56'da bir kez daha Milli Mensucat araya girecek ancak Adana Demirspor 18 sezonun 15'inde kimseye şampiyonluk göstermeyecektir. Muharrem, en başından beri içinde bulunduğu Demirspor'un gittikçe herşeyi haline gelmeye başlamıştır artık...

Yenilmez Armada...
Futbolda elde edilen bu başarılar gözleri kamaştırırken 1944'te Muharrem, 100 metre kurbağalamada Türkiye Rekoru'nu kırar. Rekor, 11 yıl boyunca geçilemeyecektir. Halil ve Mahmut Dalhan kardeşlerin antrenörlüğünde Adana'nın kara donlu çocukları, İstanbul hegemonyasındaki havuzlara damgasını vurmaya başlar...

Adana Demirspor Sutopu Takımı 1942'den itibaren 17 yıl hiç yenilmeden, 22 yıl içinde sadece 1 defa yenilerek toplamda 29 Türkiye Şampiyonluğu kazanarak YENİLMEZ ARMADA olacaktır. Bir güzel çocuk olarak giydiği Demirspor formasıyla artık takımın "Muharrem Abi"sidir o.

1954..."Şampiyon"
Çukurova Şampiyonu olarak katıldığı Türkiye Finalleri'nde Adana Demirspor'un son rakibi, dönemin sıkı takımı Hacettepe'dir. Dünya futbolunda yaygın olan klasik W-M taktiğine karşılık Demirspor, futbol literatüründe bir ilke imza atarak maça çift santrhaflı, sarkık liberolu sistemle çıkar. Sistemi, Muharrem Gülergin'le Met Ahmet oluşturmuştur. Son derece çekişmeli geçen maça noktayı Füze Selami koyar: "1-0". Adana Demirspor Futbol Takımı, Türkiye Şampiyonu'dur artık...Maçtan sonra "antrenörünüz kim?" sorusuna bir ağızdan cevap verirler: "Hepimiz"

Yetmez...!
Futbolda Türkiye Şampiyonluğu, müthiş bir oyun zekası, yüzmede rekortmen, sutopunda hem Demirspor'un hem Milli Takım'ın değişmez kaptanı...Yeter mi? FOFO'ya yetmez...Bir futbol maçının devre arasında, pistte devam etmekte olan atletizm yarışlarında Torosspor'un önde gittiğini görüp 200 metrede yarışıp rakiplere toz yutturacak kadar iyi bir atlettir. Voleybol oynamaya başlar, Milli Takım'a çağırılır. Masa Tenisine merak salar, Suriye şampiyonunu devirir. Tenis oynar, ülkenin en iyi oyuncularından olduğu söylenir. Tramplenle atlama çocuk oyuncağıdır onun için...1951 Finalleri'nde İstanbul Lido Yüzme Havuzu'nda Modaspor'u 7-6 yenen kadronun "kırık parmakla" maça çıkan santraforudur...

Sahanın dışında...
Yalnızca sahanın ya da havuzun içinde değildir Muharrem Abi'nin "efsane" oluşunun temelleri...Sahanın dışında da Adana'nın ve Demirspor'un ağabeyidir o. Hemen her baharda Adana'yı ve köylerini basan sellerde "olmayan" arama kurtarma ekiplerinin yerine Adanalı yüzücülerle beraber köylere dek giderek insanları kurtarmaya çalışır. Muharrem Abi'nin kardeşi Mecit, böyle bir selde kurtarma çalışmaları sırasında zatürre olacak ve 19 yıl yatalak kalacaktır...Halkıyla iç içedir Muharrem Abi. Gar Lokantası'nı işletir bir yandan. Lokanta hem Demirsporluların sosyal bir mekanı haline gelir hemde sporda "doğru beslenme" yöntemleri Fofo tarafından geliştirilir...Küçük yaşta elinden tutup havuza getirdiği Erdal Acet, Manş'ı rekor kırarak geçer, bir diğer öğrencisi Fatih Terim olur, Yenilmez Armada'nın ve futbol takımının unutulmaz oyuncuları hep onun elinden geçmiştir. Adana'da Erkek Lisesi başta olmak üzere her yerdeki araştırmalarıyla yetenekli gençlerin önünü açar. Demirspor'un en başında itibaren içinde olan Fofo, Demirspor bir "okul" haline gelirken "başöğretmen"dir

Eşofmanları giymek gerek...
Geçen yıllar içerisinde aktif oyunculuk hayatını bırakır Muharrem Abi ancak Demirspor'un herşeyidir o, antrenörü, akıl hocası, menejeri...Gerek futbol takımın gerekse sutopu ve yüzme takımlarının neredeyse tüm işlerine koşturur. Yönetsel becerilerinin ne denli etkili olduğunun açıkca görüldüğü bu dönemde, 1972-73 sezonunda eşofmanları yeniden giymeye karar verir ve futbol takımının başına geçer. Nuri Şengezer'le beraber sezon sonunda ŞAMPİYON'un teknik direktörleri olarak omuzlardadır...Demirspor, yıllar sonra onun yönetiminde yeniden 1.lige döner...

Bir Ömür Boyu...
Kardeşi selde kurtarma çalışmalarında hastalanan, oğlunu çok küçük yaşta trafik kazasında kaybeden Muharrem Abi son günlerine dek Demirspor'un peşindedir. Geçen yıllar boyunca iki kızını ülkenin en iyi voleybolcuları olarak yetiştirmiş, Demirspor'a ağabeylik etmeye devam etmiştir. Korkunç son yaklaşır...Şeker hastalığı nedeniyle önce bacakları kesilir Muharrem Abi'nin, o günlerde yanında belki de en çok eski öğrencisi Fatih Terim vardır...Ardından 7 Ağustos 1995 günü hayata gözlerini yumar...Adana Demirspor, tarihinin en büyük evladını kaybeder...Hayat, kopkoyu bir laciverte kesilir...Mavi, onunla beraber gitmiş gibidir...

Fofo YAŞIYOR !
Adana Demirsporlular EFSANElerini yaşatmaya devam ederler. Mavilacivert.com girişimiyle Muharrem Gülergin Hatıra Ormanı açılır. Şimşekler Grubu kendi tribünü olan Kuzey Kale Arkası'nın adını Muharrem Gülergin Tribünü olarak değiştirir. Murat Ayman "Fofo ve Bizim Çocuklar" belgeselinin çekimlerine başlar. Üzerindeki "efsane forma"sının Bekir Çınar Başkanımız döneminde yeniden yeşil sahalara dönmesi için gerekli adımlar atılır. Resmi, pankartlarımızı süsler...

Büyüklerden gençlere bir destan anlatılır Demirspor tribünlerinde..."FOFO" destanı...Biraz kulak kabarttığınızda duyarsınız o sesi; "Fofo yine bir gün havuzda, final oynuyorlar. Bizimkiler Yenilmez Armada ne de olsa, giriyorlar havuza 1-2 derken atıp farkı çıkıyorlar. Rakip çamura yatıyor, top nizami değilmiş de 5 gram fazlası varmış da. Bekliyor bizimkiler havuzun kenarında, itirazlar devam ederken atlıyor Fofo suya. Bütün havuz sesiyle çınlıyor: GELİYORUZ! YENİ BAŞTAN OYNAYACAĞIZ! Fofo, böyleydi işte.."

Bize sportmenliği, centilmenliği, ahlakı, dayanışmayı, asla yılmamayı öğreten Muharrem Abimizi özlüyoruz...Ve biliyoruz ki; Muharrem Gülergin'i anlamak, Demirspor'u yaşamaktır...İyi ki vardın, iyi ki varsın ve hep var olacaksın Muharrem Abi...